koltuk ne demek?
- Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer
Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı.
H. E. Adıvar - Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye
- Eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni
- Yapıcılıkta yan destek.
- Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip.
- Koltuklama veya koltuklanma.
- Kayırma, destek.
- Yüksek mevki, makam.
- Sinemada, oturacak yer birimi olarak kullanılan terim
- Sinemalarda, birinciden sonra salonun arkasına doğru uzanan, bazen lükskoltuk olarak ikinci bir bölünmeye de uğrayan bölüm.
- Bk. yer tasarı
- Seat.
- Armchair.
- Chair.
- Stall.
- Elbow chair.
- Easy chair.
- Armpit.
- Flattery.
- Stalls.
- Support.
- Protection.
- Official position.
- Seat,.
- Pit.
- Platz, Sitzplatz,
- Hochparkett
- Fauteuil, place, siège,
- Parterre
yer tasarı
- Salonundaki oturulacak yerleri gösteren tasar.
- Sitzplan
- Plan de locations
koltuk altı
- Kolun omuzla birleştiği yerin altındaki çukurluk.
- Kayırma.
- Ön kolun gövdeyle birleşim yeri mediyalinde oluşan çukurluk, aksilla.
- Axilla.
koltuk altı atardamarı
- Arteria subclavia'nın, arteria thoracica externa'yı da verdikten sonraki devamı durumunda olan ve ön bacağın vaskularizasyonundan sorumlu atardamar, arterya aksillaris.
- A. subclavia'nın, a. thoracica externa'yı da verdikten sonraki devamı durumunda olan ve ön bacağın vaskularizasyonundan sorumlu atardamar, arterya aksillaris.
- Arteria axillaris.
- Arteria axillaris