kollu ocak çengeli ne demek?
- Crane
crane
- Turna Grus grus
- Vinç, macuna
- Kollu ocak çengeli
- Vinç ile kaldırmak
- Turna gibi boynunu uzatmak.
- Vinç ile kaldırmak; turna gibi uzanmak
kollu
- Kolu olan.
- Herhangi bir biçimde kolu olan.
- Having sleeves.
- Armed.
- Having an arm.
kollu alıcı
- Düzeneği, elle döndürülür bir kolla devinime geçen eski yapı alıcı.
- Crank hand drive camera.
- Kamera mit Handkurbel
- Caméra à manivelle (avec entraînement à main), appareil de prise de vues à manivelle
ocak
- Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer
- Şömine
- Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet
- Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer
- Yer üstünde veya yer altında cevher çıkarılan yer.
- Bahçelerde ve bostanlarda her tür meyve ve sebze ekimine ayrılmış, çevresinden biraz yükseltilmiş toprak parçası
- Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer
- Ev, aile, soy
- Bir takımyıldızın adı.
- Çeşitli mineral, kömür ya da cevherlerin yerkabuğundan çıkartıldığı üretim yeri.
çenge
- Anadolu'nun bazı bölgelerinde gelin karşılamada söylenen türkü.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kollukollu alıcıkollu bıçkıkollu büyük şamdankollu frenkollu kantarkollu laternakollu mumlukkollu salterkollu samdankolla asılmakkollabekollagenkollagen telkollagenazocakocak ağalarıocak arabasıocak ateşiocak ayağıocak ayaklığıocak ayıocak ayı hastalığıocak ayıhastalığı sporlusuocak başçavuşuocağa çıkmaocağı batmakocağı kör kalmakocağı sönmekocağı tütmek