kokmak ne demek?
- Koku çıkarmak
Her gelişinde üzeri yabancı lavantalar kokuyor.
H. R. Gürpınar - Çürüyüp bozularak kötü bir koku çıkarmak, kokuşmak.
- Olacağıyla ilgili belirtiler göstermek, olacağı hissedilmek.
- Koklamak.
- Smell.
- Stink.
- Go bad.
- Fester.
- Reek.
- Savor of.
- Savour of.
- Pong.
- To smell.
- To smell of.
- To go bad.
- To stink.
- To pong.
- To have a smell.
- To have a bad smell.
- To reek of.
koku
- Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu
- Güzel kokmak için sürülen esans.
- Belirti, işaret.
- Maddelerin duyularla algılanabilen uçucu kısımları.
- Smell.
- Scent.
- Odor.
- Odour.
- Fragrance.
- Aura.
kokma
- Kokmak işi
- Putrefaction.
kokmamak
- (neg. form of kokmak) smell, stink, go bad, fester, reek, savor of, addle.