koku ne demek?
- Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu
Odanın içini kızarmış bir ekmek kokusu doldurmuştu.
S. F. AbasıyanıkÇöp kokusuyla beraber mutsuzluğu da artıyordu günbegün.
E. Şafak - Güzel kokmak için sürülen esans.
Hangi koku bu, beğendim.
- Belirti, işaret.
Bu maç beraberlik kokuyor.
- Maddelerin duyularla algılanabilen uçucu kısımları.
- Smell.
- Scent.
- Odor.
- Odour.
- Fragrance.
- Aura.
- Exhalation.
- Flavor.
- Flavour.
- Redolence.
- Whiff.
- Wind.
- Aroma.
- Savour.
- Trail.
- Perfume.
- Stink.
- Pong.
- Relish.
- Touch.
- Drag.
- Odeur, odor.
- Odeur.
- Odeur
koku alma
- Olfaction.
koku alma duyusu
- Koklama.
- Smell.