koşturma ne demek?
- Koşturmak işi.
Bu seferler, bu at koşturmalar beyhude değil.
Ahmet Kabaklı - Scurry.
koşturmak
- Çok hızlı koşmak
- Koşma işini yaptırmak.
- Çabucak göndermek
- Çabalamak, uğraşmak
- Rush.
- To cause to run.
- To make run.
- To scurry.
- To buzz about.
- To rush.
koşturmaca
- Sürekli çalışma, koşturma durumunda olma.
koşturmak
- Çok hızlı koşmak
- Koşma işini yaptırmak.
- Çabucak göndermek
- Çabalamak, uğraşmak
- Rush.
- To cause to run.
- To make run.
- To scurry.
- To buzz about.
- To rush.