kesme ne demek?
- Kesmek işi.
- Teneke, sac vb.ni kesmek için kullanılan makas.
- Küp biçiminde veya köşeli olarak kesilmiş olan
Dört tarafı kesme billur kapaklı bir eski saat.
R. H. Karay - Kesin, değişmez, maktu.
- Kesme işareti.
- Nazımda veya nesirde, bir cümleyi sonu anlaşılacak biçimde yarım bırakma sanatı, kat.
- Kıyılarımızda yaygın olarak bulunan, yuvarlak tepeli, 5 m kadar boylu, her dem yeşil, yaprakları küçük ve kenarları testere dişli, çiçekleri yeşilimsi beyaz renkli olan bir süs ağacı, akçakesme (Phillyrea latifolia).
- Çizgisel iki doğru parçası ve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi.
- Klasik balede küçük ara adımı.
- Optes'Te, on parmak izinin veya olay yeri izinin tarandıktan sonra iz bölgesinin seçilerek lüzumsuz bölgelerinden ayrılması.
- Alıcı yönetmenine, ses yönetmenine "kes!" komutu vererek çevirimi sona erdirme
- Bk. kesim
- İki çekimin kurguda birbirini izlemesinden doğan durum. TV
- Televizyonda aynı sonucun, bir alıcıdan öbürüne geçme yoluyla sağlanması
- Bir oluğun çıkışını birdenbire sona erdirme.
- Emdirme materyali içerisinde yerleştirilip blok durumuna getirilen örneklerden mikrotomda usulüne uygun kesitler alınması.
- Doğrama.
- Cut (out), cutaway, straight cut, abrupt passage.
- Cutting.
- Stoppage.
- Discontinuation.
- Interception.
- Shutoff.
- Abscission.
- Clip.
- Curtailment.
- Cutback.
- Scission.
- Section.
- Shearing.
- Coupé.
- Suppression.
- Incision.
- Sector.
- Trim.
- Shears.
- Chop.
- Definite.
- Fixed.
- Sectioning, chopping.
- Interrupt.
- Scharfe Überblendung, harte Überblendung, direkte Übergang, Schnitt, "Cut"
- Coupure (directe, franche), passage immédiat, changement simple de plan, "cut"
- Coupé
kesmek
- Akımı durdurmak
- Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak.
- Dibinden ayırmak.
- Düzgün parçalara ayırmak.
- Kesici bir araçla yaralamak
- Ucunu almak.
- Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak.
- Son vermek, gidermek.
- Ara vermek
- Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek
kesim
- Kesme işi.
- Bölüm, parça, kısım, sektör
- Bölge.
- Kesme zamanı.
- İşaretlenmiş belli yer.
- Terzinin belli bir ölçü ve örneğe göre kumaşa biçim verme işi, fason.
- Hazineye ait herhangi bir gelirin belli bir bedel karşılığı keseneğe verilmesi, mukataa.
- Boy bos, endam.
- (halk dilinde)pazarlık,anlaşma
- Bir ekonomide üretim, mülkiyet yapısı, kayıt altına alınma gibi ölçütler dikkate alınarak benzer özelliklere göre sınıflandırılan bölümlerin her biri.
kesme açısı
- Bıçak ya da testere ön yüzeyinin, işlenen gereçle yaptığı açı.
- Bk. kesme açısı
- Cutting angle.
- Schnittwinkel
kesme açisi
- Cutting angle