keskinleştirmek ne demek?
- Keskin duruma getirmek
Her uzlaşma teklifi gönüllerindeki görev duygusunu kuvvetlendirmekten, keskinleştirmekten başka bir şeye yaramadı.
T. Buğra - To sharpen.
keskin
- Kıvrak
- (mecaz) Hassas
- (mecaz) Dikkatli
- (argo) Zampara
- Çok kesici, iyi kesen
- Tiz (ses)
- Kırıcı, incitici
- Etkili, sert
- Görevini iyi yapan.
- Acı, üzüntü veren.
keskinleştirme
- Keskinleştirmek işi.
keskinleştirmemek
- (neg. form of keskinleştirmek) sharpen, edge.