kesintisiz ne demek?
- Aralıksız
Kesintisiz kahkahalarla gülmekte, sevinçten oynamaktadır.
T. Oflazoğlu - Hiçbir vergi kesilmeden verilen (para).
- Solid.
- Together.
- Uninterrupted.
- Continuous.
- Without deductions.
- Gross (before deductions.
- All along the line.
- Free of deductions.
aralıksız
- Birbirine bitişik olan, aralarında açıklık bulunmayan.
- Sürekli, aralık vermeden
- Non stop.
- Continuous.
- Ceaseless.
- Incessant.
- Perpetual.
- Solid.
- Continuously.
- Nonstop.
kesintisiz ağartma
- Continuous bleaching.
kesintisiz anımsatma
- Bir görüşmede soruları izleyen yanıt seçeneklerinin duraklamadan ve ardı ardına sunulması.
- Running prompt.