kesişme noktası ne demek?
- Concurrence, confluence, conflux.
kesişme
- Kesişmek işi.
- Intersection.
kesişme açısı
- Kesişen iki doğru için, oluşturdukları açılardan küçük olanının salt ölçüsü.
- Kesişen iki eğri için, kesişme noktasından eğrilere çizilen iki teğet arasındaki açı.
- Kesişen iki düzlem için, kesişim doğrusu üzerindeki bir noktadan kesişime çizilen ve düzlemler içinde kalan iki dik doğru arasındaki açı.
- Angle of intersection.
- Angle d'intersection
nokta
- Çok küçük boyutlarda işaret, benek.
- Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret.
- Yer
- Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
- Nöbetçi bulunan yer.
- Nöbetçi, gözcü, bekçi
- Sınır, derece, radde.
- Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.).
- Uzambilgisinde tanımsız öğelerden biri.
- Belirli bir uzayın koyutlarını gerçekleyen öğelerden her biri.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kesişmekesişme açısıkesişme simgesikesişme yerikesişmekkesişmemekkesişmeyen doğrularkesişmezlik kuralıkesişkesişenkesişen düzlemlerkesişen eksenlerkesişen kümelerkesikesi bıkesankesi fıtığıkesi kümesikesi yarasınoktası noktasınanoktasına virgülüne dokunmadannoktasıznoktasız virgülsüznoktasız yazınoktasalnoktasal fonksiyonnoktasal kafesnoktasal kestirimnoktasal kirliliknoktanokta apartmannokta atışınokta bagnokta boyutu