kesedar ne demek?
- Zengin kimselerin parasını yöneten ve gerekli harcamaları yapan kimse, vekilharç.
- Esnafın gelirlerini toplayıp kimse.
- Saraylılara ait paraların hesabını tutan ve bu paraları saklayan görevli.
- Resmî dairelerde evrak memuru.
Formerly steward in a wealthy household.
Person who acts as a treasurer for a gang of porters.
kese
- Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba
- Bazı şeylerin üzerine geçirilen, kumaştan çanta biçiminde kap.
- Yıkanırken kir çıkartmak için ele geçirilen, vücudu ovmaya yarayan, bürümcükten, cep biçiminde bez.
- Herhangi bir kese miktarında olan.
- Bir kimsenin mal varlığı
- Organizmanın bazı boşlukları.
- Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik.
- Beş yüz kuruşluk para birimi.
- Kısa, kestirme (yol).
- Torba ya da cep biçiminde herhangi bir yapı. Cep.
kese çiçeği
- Süs için yetiştirilen ve demet olarak çiçek açan bitki (Ceanothus).