kepçe ne demek?
- Sulu yiyecekleri karıştırmaya ve dağıtmaya yarayan, uzun saplı, yuvarlak ve derince kaşık
Tahta kaşık ve kepçe yontar, geçimini bunları satarak sağlardı.
N. Araz - Bu kaşığın alabildiği miktarda olan.
- Erimiş madeni kalıba dökmek için kullanılan büyük kaşık.
- Saplı bir çembere geçirilmiş olan, balık veya kelebek tutmada kullanılan ağ.
- Tahıl, kömür, kum vb.nin yüklenip boşaltılmasında kullanılan, iki veya daha çok çeneden oluşmuş motorlu araç.
- Bu aracın alabildiği miktarda olan.
- Gemilerde, ortasında dümenevi bulunan yuvarlak kıç çıkıntısı.
- Güreşte hasmın arkasından bacakları arasına el sokma oyunu.
- Su ürünlerini sudan karaya veya sandala almada kullanılan torba biçiminde saplı file.
- Scoop net.
- Ladle.
- Scoop.
- Skimmer.
- Digger.
- Dipper.
- Dipper dredger.
- Shovel.
- Soup ladle.
- Spoon.
- Dip net.
- Butterfly net.
kepçe dolusu
- Scoopful
kepçe gibi
- Kanat gibi öne doğru açılmış (kulak).