keder ne demek?
- Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ıstırap, tasa
Ya hasta yahut bir kederi var.
H. E. AdıvarHiçbir kederim yoktu ki onun bir tatlı kelamıyla bertaraf olmasın.
A. H. Müftüoğlu - Tasa, kaygı, can sıkıntısı. Bulantı. Gam.
- Sorrow.
- Grief.
- Gloominess.
- Heartbreak.
- Damp.
- Dole.
- Dolefulness.
- Dolor.
- Dolour.
- Dreariness.
- Low spirits.
- Plaintiveness.
- Ruefulness.
- Sadness.
- Shadow.
- Unhappiness.
- Anguish.
- Blues.
- Plaint.
- Tribulation.
- Distress.
- The blues.
- Chagrin.
- Cross.
- Dejection.
- Depression.
- Despair.
- Distressing.
- Heartache.
- Lament.
- Pain.
- Regret.
- Suffering.
- Tears.
- Trouble.
keder çekmek
- Acı duymak, ıstırap çekmek.
keder verici
- Evil