kaynaşık ne demek?
- Birbirine kaynamış, kaynaşmış.
- Kıpırdak, oynak (kadın).
- Kaynaşmaya uğramış.
- Fused.
- Fondu
birbirine
- One another.
kaynaşık mal
- Birbirinden ayrı iki ya da daha çok mal yapısının saptanması ve kabul edilen biçim ve koşullarla birleştirilerek bir tek ortak mal yapısı elde edilmesi.
- Fusion, merging.
- Fusion
kaynaşık tuz yunağı
- Kaynaşık tuz ortamlı ısıl işlem yunağı.