kavrulmak ne demek?
- Kavurma işi yapılmak.
- Hayatın acılarına uğramak
Hayatın cehenneminde kavrulmuş bir insana bu kolay ve sakin ölümler yakışmıyor.
P. Safa - Dış etkenler yüzünden özelliklerini yitirmek
- Yaşı ilerlemesine karşın iyi gelişememek, cılız kalmak.
- Be roasted.
- Be parched.
- Broil.
- Parch.
- Roast.
- To be roasted.
- To roast.
- To be scorched.
- To be parched.
- Char.
- Scorch.
kavurma
- Kavurmak işi.
- Kendi yağıyla pişirilip kavrulduktan sonra yenen veya dondurulup saklanan et
- Kavrulmuş olan.
- Karbonat, sülfür vb. cevherleri özel fırınlarda, yüksek sıcaklıktaki hava ile tepkimeye sokarak oksitlerine dönüştürme.
- Kavrulmuş madde.
- Roasting.
- Fried meat.
- Roasted.
- Fried.
- Roasted wheat.
kavrulma
- Kavrulmak işi.
kavrulmamak
- (neg. form of kavrulmak) be roasted, be parched, broil, parch, roast.