katıksız ne demek?
- Katığı olmayan, yavan.
- Yabancı bir şeyle karışmamış.
- Belli bir yerden, belli bir soydan gelen
Katıksız İstanbul çocuğu, Boğaziçi çocuğudur o.
Y. Z. Ortaç - Niteliği başka hiçbir etkiyle bozulmamış olan, tam
- Unadulterated.
- Pure.
katıksız hapis
- Suçlu eri yalnızca ekmek ve su vererek hapsetme.
- Solitary confinement with bread and water as food.
katık
- Ekmekle karın doyurmak gerektiğinde, ekmeğe katılan peynir, zeytin, helva vb. yiyecek
- Yağı alınmış yoğurt, ayran.
- Bir ürüne, kimyasal ya da fiziksel özelliklerini geliştirmek, kalımlı kılmak, çekici yapmak vb. nedenlerle eklenen özdek.
- Additive.
- Something eaten with one's bread.
- Food eaten with bread.
- Zusatz
- Agent d'addition