kaskatı ne demek?
- Çok katı.
Kaskatı kesilmiş vücudu, suyun hafif akıntısına uyarak yavaş yavaş uzaklaştı.
R. N. Güntekin - Kıpırdamaksızın, hareketsiz veya donmuş olarak.
- Acımasız, hoşgörüsüz.
- Very hard.
- Rigid.
- Stock-still.
çok
- Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- Aşırı bir biçimde
- Galore.
- Great.
- Handsome.
- Infinite.
- Like blazes.
- Perfectly.
- Power of.
- Profu.
kaskatı kesilmek
- Aşırı coşku, şaşkınlık, korku, üzüntü vb. karşısında hareket edemeyecek, bir şey söyleyemeyecek duruma gelmek, donup kalmak.
- Stiffen.
kaskat
- Zincir