kasat ne demek?
- Davarın arka ayaklarının dik ve doğru olması.
- (Ke's. C.) Kadehler, ke'sler. (Osmanlıca'da yazılışı: kâsat)
kasatura
- Süngü gibi tüfeğin namlusu ucuna takılan veya bel kayışına asılı olarak taşınan bir çeşit bıçak
- Kabzaları üzerinde ateşli silaha monte etmeye yarayan düzenek bulunan, sivri uçlu, oluklu veya oluksuz ateşsiz silah.
- Askerlerin, bellerine bağlayıp taşıdıkları ve süngü gibi kullandıkları düz ve kısa kılıç.
- Bayonet.
- Sword bayonet.
kasa
- Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap
- Ticarethanelerde para alınıp verilen yer.
- Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para karşılığında fiş verme işi.
- Vagon, kamyon veya traktörün yük taşımak için şasiye bağlanmış üst bölümünü oluşturan parça.
- Tahta veya sentetik maddelerden yapılmış, dört köşe, sağlam ambalaj parçası, sandık
- Basımcılıkta dizgi harflerinin konulduğu gözlerden oluşan tabla.
- Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve.
- Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı.
- 50 m. uzunluk,
- 10 m. yükseklik ve