karlı ne demek?
- Kârı olan, kazançlı
Bir kaza hekimi için şöhretten daha kârlı bir gelir kaynağı akla gelmez.
R. N. GüntekinŞimdi ayrıntılara girmeyelim. Kitapta yazılanlara inanmak, inanmamaktan çok daha kârlıdır.
N. Hikmet - Kar yağan.
Kışın çok karlı, tipili günlerinden başka günlerini günahı kadar sevmezdi.
O. C. Kaygılı - Üstünde kar bulunan.
Baş pınarın karlı suyun içelim / Gurbet kalesini tezce geçelim
Halk türküsü Snowy.
Covered with snow.
Snowcapped.
Lucrative.
Profitable.
Remunerative.
Snow-covered.
Snow-clad.
Snow-capped.
Covered with snow
Snowcapped
karı
- Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın, eş, refika, zevce
- Kadın
- Yaşlı, ihtiyar.
Dutch.
Wife.
Spouse.
Woman.
Dame.
Jane.
Bedfellow.
karlı alışveriş
Good buy.
karlı bir biçimde
Lucratively.