karantinaya al ne demek?
- Place into quarantine
place
- Yatırım yapmak; yatırmak (para); vermek (sipariş)
- Kim olduğunu çıkarmak, tanımak
- Görevlendirmek
- Yer, konum, mevki
- Yerleştirmek, koymak; yerini belirlemek; oturtmak
- Ev, işyeri, dükkan
- Küçük sokak veya meydan
- Semt, şehir, kasaba
- Mahal, mekân, mevzi
- Koymak, bir yere koymak, yerleştirmek
karantinaya almak
- Quarantine, put in quarantine.
karantina
- Bulaşıcı bir hastalığın yayılmasını önlemek için belli bir bölgenin veya yerin kontrol altında tutulup gözlemlenmesi biçiminde uygulanan sağlık önlemi.
- Hastanelerde, yatacak hastaların kayıt ve kabul edildikleri yer.
- Bk. sağlık koruyumu
- Bulaşıcı bir hastalığa maruz kalmış veya hastalığın kuluçka süreci içinde hastalığa yakalanmış olma potansiyeli olan insan veya hayvanların bu hastalığı yaymalarının önüne geçmek için hareketlerinin kısıtlanması, hastalığın görüldüğü bölgeden dışarı çıkmalarının engellenmesi.
- Bulaşıcı bir hastalığın yaygın olduğu bir ülkeden gelen kişileri, gemileri veya malları geçici olarak tecrit etme şeklinde alınan tedbir.
- Quarantine.
- Isolation.
- Absolute quarantine.
- Sanitary cordon.
al
- Pembeye kaçan, nar çiçeği renginde olan
- Kanın rengi, kızıl, kırmızı.
- Bu renkte olan.
- Dorunun açığı, kızıla çalan at donu.
- Bu renkte olan (at).
- Yüze sürülen pembe düzgün, allık.
- Aldatma, düzen, tuzak, hile
- Alüminyum elementinin simgesi.
- Alev kırmızısı
- Ruddy.