karşılama ne demek?
- Karşılamak işi, istikbal.
Belgrat, Türkiye Cumhuriyeti Başvekili'ni karşılamaya hazırlanmıştır.
F. R. Atay - Trakya ve Marmara bölgesinde oynanan bir halk oyunu veya bu oyunun müziği.
- Meeting.
- Greeting.
- Reception.
- Welcome.
- Compensation.
- Recompense.
- Recuperation.
- Supply.
- Confrontation.
- Salute.
- Accepting.
- Receiving.
karşılamak
- Dışarıdan gelen bir kimseye karşılayıcı olarak çıkmak, istikbal etmek
- Karşılık olmak, denk gelmek, tekabül etmek
- Söylenen, yapılan, bildirilen bir şeyi olumlu veya olumsuz bulmak
- Önlemek, durdurmak.
- Boksta karşı oyuncunun yumruklarını savmak.
- Meet.
- Greet.
- Welcome.
- Answer.
- Provide.
karşılama görevlisi
- Receptionist.
karşılama izni
- Bir işçiye fazla çalışma ücreti ödenmesini önlemek üzere olağan çalışma saatleri içinde verilen izin.
- Compensator time.
- Congé compensatoire