karınlamak ne demek?
- Gemi yanını dayamak.
- To pull up alongside.
gemi
- Su üstünde yüzen, insan ve yük taşımaya yarayan büyük taşıt, sefine.
- Tonajı ve adı ne olursa olsun denizlerde ve iç sularda su ürünleri araştırmasında, istihsalinde, naklinde, işlenmesinde kullanılan kayık, sandal, yelkenli, şat, sal, mavna gibi vasıtalarla buharlı veya motorlu bilumum yüzer araçlar.
- Ship.
- Boat.
- Craft.
- Bark.
- Keel.
- Hijacker.
- Sail.
- To advance money on bottomry.
karınlama
- Karınlamak işi.
karınları yüzgeçsizler
- (Yun. a: ...sız; pous: ayak) Balıklar (Pisces) sınıfının, kemikli balıklar (Teleostei) takımından, yüzgeçleri dikensiz, karın yüzgeçleri bulunmayan türlere sahip bir familya.
- Kemikli balıklardan, yüzgeçleri dikensiz, karın yüzgeçleri bulunmayan türlere sahip bir takım.
- Apodes