kapatmak ne demek?
- Kapamak
Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler.
Y. K. Karaosmanoğlu - Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek
- Bir kadınla nikâhsız yaşamak.
- Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek.
- Herhangi bir yerin bütün masrafları üzerine alıp isteği doğrultusunda ve başkalarını içeri almadan eğlenmek
- Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek
- Ante up.
- Interrupt.
- Shut.
- Shut down.
- Switch off.
- Cover.
- Buy up.
- Clear.
- Close down.
- Close up.
- Cloud.
- Enclose.
- Furl.
- Impound.
- Incarcerate.
- Inclose.
- Intern.
- Liquidate.
- Obturate.
- Occlude.
- Put up.
- Seal.
- Seal off.
- Shut off.
- Shut to.
- Shut up.
- Wall.
- Blot.
- Confine.
- Envelop.
- To close.
- To shut.
- To bar.
- To confine.
- To lock sb up.
- To turn sth off.
- To switch sth off.
- To cover.
- To envelop.
- To blot sth out.
- To pay sth off.
- To get cheaply/by deceit.
- To keep.
- To buy sth cheaply by trickery.
- To keep a mistress.
- To close down.
- To suppress.
- To abolish.
- Heal.
- Lock away.
- Close.
kapamak
- Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek
- Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak.
- Bir şeyin görünmesine engel olmak.
- Geçişi engellemek.
- Tıkamak, içini doldurmak.
- Su, elektrik gelişini kesmek.
- Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek.
- Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak.
- Wipe out.
- Wind up.
kapatma
- Kapatmak işi.
- Bir erkekle nikâhsız yaşayan kadın, kapama, metres
- Yolsuz olarak değerinden aşağı elde edilmiş (mal).
- Basketbolda, elinde top olmayan bir oyuncunun pas almasına veya ilerlemesine engel olma.
- Elinde top olmayan bir oyuncunun ilerlemesine engel olma.
- Boya uygulanan preparatların kanada balzamı veya entellan gibi maddelerle kapatılması.
- Closure.
- Confinement.
- Closing.
- Mistress.
kapatma ayracı
- Closing parenthesis.