kapamak ne demek?
- Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek
Hasan, yıldırımla vurulmuş gibi hemen kapıyı kapadı, kaçtı.
H. E. Adıvar - Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak.
- Bir şeyin görünmesine engel olmak.
- Geçişi engellemek.
- Tıkamak, içini doldurmak.
- Su, elektrik gelişini kesmek.
- Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek.
- Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak.
- Wipe out.
- Wind up.
- Hang up.
- Power off.
- Block.
- Shut.
- To close.
- To shut.
- To block.
- To obstruct.
- To cover.
- To fill.
- To turn sth off.
- To switch sth off.
- To lock in.
- To confine.
- To hang up.
- To hush up.
- Switch off.
- Turn off.
- To plug up.
- Top up.
- To conceal.
- To hide.
- To obscure.
- To veil.
- To close down.
- To shut down.
- To suppress.
- To abolish.
kapama
- Kapamak işi.
- Taze soğan ve marulla pişirilmiş kuzu eti yemeği.
- Kapatma.
- Üst baş, giyecek takımı.
- Telli çalgıların klavyesinde bir parmakla birden fazla tele basılması.
- Yüzey işlemi sırasında, takılmayı önlemek üzere yüzey çukur ve deliklerini, ya da seçmeli yüzey işlemi uygulamalarında, yüzeyin kimi yerlerini, uygun bir özdek ile doldurma ya da örtme işlemi.
- Power off.
- Masking.
- Barring.
- Closing.
kapama ağları
- Çoğunlukla sığ sularda, üstten atılarak balıkların ağ içinde kalmasını sağlayan ağlar.
- Cover nets.