kapanmak ne demek?
- Kapalı duruma gelmek
Son basamağı aştığım zaman, babanın kapısı hızla yüzüme kapandı.
Y. Z. Ortaç - Dışarı ile ilişiğini kesmek
- Çalışamaz, etkinliğini sürdüremez duruma getirilmek
- Son verilmek, kesilmek
- Yüzü, gövdesi bir yere gelecek biçimde eğilmek
- Tatile girmek.
- Yara iyileşmek.
- Göz kör olmak.
- To close.
- To shut.
- To be closed.
- To be shut.
- To be blocked off.
- To be covered.
- To be concealed.
- To close down.
- To shut down.
- To heal up.
- To close up.
- To veil oneself.
- To be closed down.
- To be dissolved.
- To go out of business.
- To withdraw.
- To hunch down closely to or over.
- To be locked up.
- To veil herself.
- To come to an end.
- To cease.
- To he.
- Scar over.
- Close.
- Shut.
kapalı
- Kapanmış olan, açılmamış, mestur, açık karşıtı.
- Geçilmez durumda olan.
- Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri).
- Başı örtülü (kadın).
- Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem.
- Gizli, saklı.
- Açık olmayan (giyecek)
- Bulutlu, karanlık (hava)
- Off.
- Closed.
kapanma
- Kapanmak işi.
- Patlayıcı ünsüzlerin boğumlanması sırasında ses yolunun önce birkapanma durumuna geçmesi: c, ç, d, t, p, k, g ünsüzlerinin boğumlanmasında görüldüğü gibi.
- Closure.
- Becoming closed or shut.
- Enclosure.
- Inclosure.
- Fermeture
kapanma noktası
- Mal ve hizmetlerin fiyatının işletmenin en düşük ortalama değişir maliyetine eşit olduğu nokta.
- Shut down point.