kapalı ne demek?
- Kapanmış olan, açılmamış, mestur, açık karşıtı.
- Geçilmez durumda olan.
- Çalışma süresi sona ermiş (iş yeri).
- Başı örtülü (kadın).
- Açık ve kesin söz kullanmadan söylenen, müphem.
- Gizli, saklı.
- Açık olmayan (giyecek)
Damalı bir eteklik, açık mavi, kapalı bir yün kazak giymişti.
N. Cumalı - Bulutlu, karanlık (hava)
- Off.
- Closed.
- Shut.
- Covered.
- Enclosed.
- Sealed.
- Unopened.
- Indoor.
- Cloudy.
- Grey.
- Gray.
- Backhanded.
- Cloistered.
- Close.
- Impenetrable.
- Muggy.
- Murky.
- Overcast.
- Privy.
- Sable.
- Secluded.
- Skyless.
- Sullen.
- Cloudyly.
- Cryptic.
- Implicit.
- Nebulous.
- Obscure.
- Roofed.
- Who keeps her head covered.
- Indirect.
- Oblique.
- Secret.
- Blocked.
- Heavy.
- Hidden.
- Recondite.
- Stuffy.
kapalı açınık
- Bkz. Açınık.
kapalı adım
- Kapalı adımla yapılan sıçrama; daha, çok erkek dansçılar tarafından uygulanır ve çoğu kez arka arkaya yinelenir.
- Chassé.
- Pas chassé