kanmazlık ne demek?
- İhtiyacını veya isteğini yeteri kadar karşıladığı hâlde yeterli bulmamak
Ve garip kişisi köyün, avucunda / Yağmur içiyor bir kanmazlık içinde.
A. M. Dıranas
kanma
- Kanmak işi.
Believing, deception, swallowing, gullibility.
kanmak
- Söylenilen sözün, anlatılan konunun doğruluğuna inanmak.
- Tatlı sözlere aldanmak.
- Bir gereksinimini, bir isteğini yeteri kadar karşılamış olmak, doymak
- Yetinmek, iktifa etmek
To believe.
To swallow.
To buy.
To be fooled/cheated.
To be satiated/satisfied/content.
To be fooled.