kalkık ne demek?
- Düzeyine göre yüksekte olan.
- Kabararak yerinden ayrılmış.
- Dik durumda, ucu yukarı doğru olan
Ve eniştemiz yine kaşlarını, omuzlarını yukarıya kalkık ve başını önüne eğik tutmaya koyulurdu.
A. Ş. Hisar - Raised.
- Risen.
- Lifted.
- Erect.
- Upturned.
- Peeling.
- Upturned bristling.
- Standing on end.
kalkık burun
- Tip tilted nose, retrousse nose.
kalkık burunlu
- Snub nosed.