kalibre etmek ne demek?
- Ölçmek, ayarlamak.
- Calibrate
kalibre
- Çap, değer
- Mermilerde, ateşli silahlarda çap.
- İngiliz ölçü sisteminde bir inçin 1/100'üne, Amerikan sisteminde ise 1/1000'ine karşılık gelen ölçü birimi Av tüfeklerinde, özgül ağırlığı 11,34g/cm3 olan kurşunun 15 C de 453,6 gramından eşit büyüklüklerde yapılan eşit kürelerden her birinin çapı.
- Bore.
- Boreinternal diameter.
- Calibre.
- Caliber.
- Gauge.
- Gage.
kalibreli
- Calibred, calibered.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.