kaçamak cevaplarla atlatmak ne demek?
Give smb. the run around.
kaçamak
- Hoş görülmeyen bir şeyi ara sıra yapma.
- Bir şeyi belli etmeden, gizlice yapmaya çalışma
- Bir şeyden kaçınma yolu.
- Kaçacak yer, özellikle çobanların sürüyü barındırmak, saklamak için yaptıkları yer.
- Başkalarına bir şeyi belli etmeden, gizlice yapılan.
- Mısır unundan yapılan yağlı bir yemek.
Casual.
Evasive.
Furtive.
Running.
kaçamak bakış
Peep, a surreptitious glance, running glance.
atlatmak
- Atlama işini yaptırmak.
- Basında başka ilgililerden önce bir haberin yayımlanmasını sağlamak.
- Kötü bir durumu geçiştirmek, savmak
- Başından savmak
- Savsaklamak.
- Aldatmak
Give smb.
The slip.
Beat smb.
To it.