kızdırmak ne demek?
- Kızmasına sebep olmak, kızmasını sağlamak.
- Isıtmak.
- Öfkelenmesine sebep olmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek
Onları kızdıracak bir kötülük mü yaptın?
H. R. Gürpınar - Get in one's hair.
- Put smb.'s nose out of joint.
- Heat.
- Anger.
- Annoy.
- Irritate.
- Tease.
- Aggravate.
- Badger.
- Bait.
- Burn.
- Chafe.
- Enrage.
- Exacerbate.
- Exasperate.
- Gall.
- Get across.
- Heat up.
- Huff.
- Incense.
- Inflame.
- Infuriate.
- Nettle.
- Overheat.
- Play to.
- Peeve.
- Displease.
- Hassle.
- Provoke.
- Rile.
- To anger.
- To annoy.
- To irritate.
- To rile.
- To peeve.
- To put sb's back up.
- To rub sb up the wrong way.
- To superheat.
- To make red-hot.
- Ferment.
- Fret.
- Get sb's back up.
- Get one's / sb's monkey up.
- Gripe.
- Stir things up.
- Twit.
- Warm.
kızdırma
- Kızdırmak işi.
- Üzüm çubuklarını köklendirmek için yere gömme, daldırma.
- Yüksek vücut ısısı, ateş.
- Provocation.
- Superheating.
- Angering.
- Making sb angry.
- Making sth red-hot.
kızdırma bujisi
- Bk. ısıtma ateşliği