kızak ne demek?
- Kar veya buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt.
Sokağa çıkıp tahta kızağıyla onu kaydırmak istedim.
Reha Mağden - Tersanelerde üzerinde gemi yapılan, onarılan veya gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara.
- Ağaç tablaların kamburlaşmaması için liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça.
- Ambalajın dibine uzunluğuna çakılan, hem dip levhası elemanlarının tutturulmasını hem de ambalajın yerde kolayca kaymasını sağlayan kereste parçası.
- Ağaç tablaların kamburlaşmaması için, liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça.
- Bk. kızak
- Slipway, chock, cradle, stock.
- Coaster.
- Cradle.
- Skid.
- Sledge.
- Sled.
- Sleigh.
- Bobsleigh.
- Bobsled.
- Slipway.
- Launching ways.
- Stiffener.
- Sleight.
- Toboggan.
- Stocks.
- Ways.
- Ground ways.
- Sliding ways.
- Dray.
- Guide.
- Grat
- Aréte
kızak
- Kar veya buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt.
- Tersanelerde üzerinde gemi yapılan, onarılan veya gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara.
- Ağaç tablaların kamburlaşmaması için liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça.
- Ambalajın dibine uzunluğuna çakılan, hem dip levhası elemanlarının tutturulmasını hem de ambalajın yerde kolayca kaymasını sağlayan kereste parçası.
- Ağaç tablaların kamburlaşmaması için, liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça.
- Bk. kızak
- Slipway, chock, cradle, stock.
- Coaster.
- Cradle.
- Skid.
kızak ayağı
- Runner
kızak felenki
- Bilge way