kıymak ne demek?
- Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğramak.
- Acımadan vermek, esirgememek, feda etmek
Beş altı kuruşa daha kıyarak sağlamca bir ip tedarik etti.
H. R. Gürpınar - Acımayıp öldürmek.
- Acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmek
- Solemnize.
- Mince.
- Chop up.
- Sacrifice.
- Sliver.
- Hack.
- Chop.
- Shred.
- To mince.
- To chop.
- To kill.
- To murder.
- To massacre.
- To sacrifice.
- To not to spare.
- To cut up finely.
- To part with.
- To let go of.
- To spare.
- To abandon.
- To give up.
- To act pitilessly towards.
- To perform.
- To have the heart.
- Stick.
kıyma
- Kıymak işi.
- Çekilmiş et.
- Küçük kuşbaşı etlerden kavrularak yapılmış kışlık kavurma.
- Chopping up.
- Mincing.
- Ground beef.
- Ground meat.
- Minced meat.
- Hamburger.
- Mince.
kıyma makinesi
- Meat grinder, grinder.