kıyas ne demek?
- Bir tutma, denk sayma.
- Karşılaştırma, oranlama, mukayese.
- Örnekseme.
- Tasım.
- Bk. yakıştırma
- Bk. tasım
- Bk. örnekseme
- 1. bir şeyi başka şeye benzeterek hüküm verme. 2. karşılaştırma, örnekseme. 3. umum kaideye uyma.
- Tutma, denk sayma.
- Karşılaştırma, oranlama.
- Benzetmek, karşılaştırmak, mukayese. İki şeyi birbiri ile karşılaştırmak. Benzeterek hüküm ve muhakeme etmek.
- Comparison.
- Comparing.
- Analogy.
- Syllogism.
- Comparison karşılaştırma.
- Analogy örnekseme.
- Syllogism tasım.
- Deductive reasoning.
- Compare.
yakıştırma
- Yakıştırmak işi.
- Şekil veya anlam bakımından dildeki bazı kelimelerin örnek alınması veyakıştırma yolu ile onlara benzetilerek yeni kelimeler türetilmesi; bir kelimedeki şeklin başka bir kelimeye aktarılması olayı : Mac. nap, Far. âfitâb ve rûz kelimelerinin hem «güneş» hem «gün» anlamlarına gelmesi, anlam aktarımı ile ilgili bir benzetmedir. Bunun gibi Türkçede yaşıt kelimesine benzetilerek eşit, korkunç kelimesine yakıştırılarak ilginç; kurultaya bakılarak da danıştay, sayıştay ve yargıtay kelimeleri yapılmıştır. 3. şah. zamiri olun çekim gövdesi (casus obliques, oblique stem) olan *an-ın çekime girmesi ile anda, andan, anca biçimlerindeki ön sesler de ol > o değişiminden sonra oya benzetilerekyakıştırma yoluyla onda, ondan onca biçimlerine girmiştir. Bu olayda genellikle biçim olarak kurala uygun görünen ancak gerçekte kural dışı olan bir benzetme, biryakıştırma söz konusudur. İngilizcenin çocuk dilinde kurallı şekillere benzetilerek kuralsız şekillerin de kurala sokulması dolayısıyla man «adam» kelimesinin çokluk şeklinin men yerine mans, to go «gitmek», to see «görmek», to know «bilmek» fiillerinin geçmiş zaman şekillerinin went, saw, knew yerine goed, seed, knowed şekillerinde söylenişi yine tipik bireryakıştırma olayıdır.
- Making sth look good on or go with.
- Regarding sth as suitable for sb.
- False.
- Fabricated.
- Embroidered.
- Analogie.
- Analogie
kıyas edilen örnek
- Foil.
kıyas götürür
- Comparable.