kıvrım ne demek?
- Bir şeyin kıvrılan yeri, büklüm. Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat.
Elinde sımsıkı tutmakta olduğu perdenin kıvrımlarını bıraktı, köşeye çekildi.
N. Hikmet - Bir tür tatlı.
- Ayrım, dönemeç
Yolun kıvrımında ayrılanlarla dönüp bakıştık.
A. Gündüz - Kıvrılma sonunda oluşan toprak dalgası.
- Kıvrılmaya uğramış bir bölgede, dalgalı bir görünüş yaratan inişli çıkışlı kabartıların her biri. bkz. kemer, tekne.
- Yapağı lifinin doğal dalgası.
- Bkz. jirus, ansa, kangal, katlantı
- Plait.
- Twist.
- Curve.
- Bend.
- Convolution.
- Crease.
- Crimp.
- Flection.
- Flexion.
- Fold.
- Frizz.
- Hook.
- Meander.
- Plat.
- Sinuosity.
- Sweep.
- Twine.
- Twirl.
- Undulation.
- Volute.
- Curl.
- Pleat.
- Wave.
- Folding.
- Corrugation.
- Crinkle.
- Curvature.
- Kink.
- Smocking.
- Pli
kıvrım bağırsak
- Boş bağırsakla kör bağırsak arasında bulunan ince bağırsağın son kısmı, ileum.
- Boş bağırsakla kör bağırsak arasında bulunan ince bağırsağın son kısmı, ileum.
- Ileum.
- Ileum
kıvrım bağırsak adenokarsinomu
- Genellikle kıvrım bağırsakta veya nadiren diğer ince bağırsak bölütlerinde bağırsak bezlerinden köken alan, 0.5-1.0 cm çapında, serozal yüzeylerde ise karnabahar benzeri üremelerle belirgin, belli ülkelerde genellikle 5 yaşındaki veya daha yaşlı koyun ve sığırlarda genellikle kesimde rastlantısal olarak görülen kötücül tümör, bağırsak adenokarsinomu. Sadece belli bölgelerde tümörün çok görülmesinin nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte eğrelti otu tüketimiyle ilişkilendirilmiştir.
- Ileal adenocarcinoma.