kıvrım kıvrım kıvranmak ne demek?
- Çok acı çekerek kıvranmak.
kıvrım
- Bkz. jirus, ansa, kangal, katlantı
- Bir şeyin kıvrılan yeri, büklüm. Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat.
- Bir tür tatlı.
- Ayrım, dönemeç
- Kıvrılma sonunda oluşan toprak dalgası.
- Kıvrılmaya uğramış bir bölgede, dalgalı bir görünüş yaratan inişli çıkışlı kabartıların her biri. bkz. kemer, tekne.
- Yapağı lifinin doğal dalgası.
- Plait.
- Twist.
- Curve.
kıvrım bağırsak
- Boş bağırsakla kör bağırsak arasında bulunan ince bağırsağın son kısmı, ileum.
- Boş bağırsakla kör bağırsak arasında bulunan ince bağırsağın son kısmı, ileum.
- Ileum.
- Ileum
kıvrım
- Bkz. jirus, ansa, kangal, katlantı
- Bir şeyin kıvrılan yeri, büklüm. Bükülmüş, kıvrılmış şeylerin oluşturduğu kat.
- Bir tür tatlı.
- Ayrım, dönemeç
- Kıvrılma sonunda oluşan toprak dalgası.
- Kıvrılmaya uğramış bir bölgede, dalgalı bir görünüş yaratan inişli çıkışlı kabartıların her biri. bkz. kemer, tekne.
- Yapağı lifinin doğal dalgası.
- Plait.
- Twist.
- Curve.
kıvranmak
- Ağrı, sancı gibi bedensel veya korku, heyecan gibi ruhsal sebeplerle vücut eğilip bükülmek
- Acı çekmek, üzülmek
- Bir şeye çok gereksinim duymak.
- Writhe.
- Wriggle.
- Agonize.
- Suffer.
- Be pinched.
- Be convulsed.
- Squirm.