kısık ne demek?
- Kısılmış olan.
- Boğuk, güçlükle çıkan (ses)
Sonra kısık fakat ateşli, tutkun bir kadın sesi korkuyla, hiddetle haykırdı.
H. E. AdıvarArkasından çıtırtılar, kısık sesler geliyordu.
Yusuf Atılgan - Hafifçe aralanmış, yumulmuş olan (göz kapağı).
- Kanyon.
- Kıvrımlı yapılarda, bir kıvrımı keserek, iki yandaki çukurlukları birleştiren, dar ve boğaz biçimindeki gedik koyaklara verilen ad.
Hoarse.
Choked.
Dimmer.
Pinched.
Flat.
Guttural.
Husky.
Raucous.
Veiled.
Subdued.
Chocked.
Turned down.
Narrowed.
Slitted.
Screwed up.
Narrow pass.
Thick.
Gap.
Cluse
kısık ateşte pişirmek
Stew.
kısık boğuk ses eskimo kızak köpeği
Husky.