kısıkça ne demek?
- Biraz kısılmış
Halide'yi ararken mutfakta kısıkça sesli, başı yazma yemeni, sırtı örme hırkalı ihtiyarca bir hanımla karşılaştık.
M. Ş. Esendal - Biraz kısılmış olarak.
biraz
- Bir parça, çok değil
- Kısa bir süre için
- Yeterince değil, yeter ölçüde değil, az miktarda.
- Karşı karşıya kavga etme. Savaşa atılma.
- Some.
- Tolerable.
- Little.
- Somewhat.
- Something of.
- Awhile.
kısık
- Kısılmış olan.
- Boğuk, güçlükle çıkan (ses)
- Hafifçe aralanmış, yumulmuş olan (göz kapağı).
- Kanyon.
- Kıvrımlı yapılarda, bir kıvrımı keserek, iki yandaki çukurlukları birleştiren, dar ve boğaz biçimindeki gedik koyaklara verilen ad.
- Hoarse.
- Choked.
- Dimmer.
- Pinched.
- Flat.
kısık ateşte pişirmek
- Stew.