kırıklık ne demek?
- Kırık olma durumu.
- Kırgınlık
Vücudumda daimî bir kırıklık var.
P. Safa - İsteksizlik, güceniklik, kırgınlık.
- Bkz. indispozisyon
- Brokenness.
- Ache.
- Soreness.
- Fatigue.
- Malaise.
kırık
- Kırılmış olan
- Melez.
- Tam nota göre düşük olan (not).
- Kırılmış bir şeyden ayrılan parça.
- Kemiğin bir etki ile kırılması.
- Bir şeyin kırılan yeri.
- Kırıntı.
- Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul.
- Kadının veya erkeğin yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu erkek veya kadın.
- Fay.
indispozisyon
- Çok hafif seyreden hastalık şekli
- Kırıklık.
- Indisposition.
kırıklı tomruk
- Karşılıklı iki sınırında, kırık düzlemleri bulunan dağ ya da kayaç kütlesi.
- Fault block.
- Bruchscholle
- Block faille
kırıklı yapı
- Kırıklarla parçalanarak kendine özgü çeşitli görünüşler kazanan yerey parçası.
- Faulted structure.
- Structure faillée