kınkın ne demek?
- Yol gösterici, kılavuz.
yol
- Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik.
- Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer
- Genellikle yerleşim alanlarını bağlamak için düzeltilerek açılmış ulaşım şeridi
- İçinden veya üstünden bir sıvının geçtiği, aktığı yer.
- Gidiş çabukluğu, hız.
- Davranış, tutum, gidiş veya davranış biçimi
- Uyulan ilke, sistem, usul, tarz, tarik.
- Yolculuk.
- Kolcuğun veya anahtarın konumlarından her biri.
- Elektronlar, iyonlar veya moleküller gibi taneciklerin hareket ettiği iz, patika.
kınkanat
- Kınkanatlı böceklerin gövdeyi korumakla görevli ve çok sert yapıda birinci çift kanadı.
- Lılar dizisine bağlı böceklerin, gövdeyi korumakla görevli ve çok sert yapıda birinci çift kanatları.
- Wing cover.
- Elytron, wing case.
- Flügeldecke
- Élytre
- Elytron
kınkanatlılar
- Böcekler sınıfından, boynuzsu bir kın biçiminde olan birinci çift kanatları uçmakta kullanılan öteki iki kanadı örten, ağız parçaları çiğnemeye, parçalamaya elverişli, tümbaşkalaşma gösteren bir takım.
- Birinci çift kanatları sert, boynuzsu, ikinci çift kanatları zarsı, ağız parçaları çiğneyici, tambaşkalaşma gösteren böcekler dizisi. (25.000 türü sayılmıştır. Bitkiler ve ev eşyası için zararlı olanlardan başka, az sayıda, insanlarla hayvanların dış asalağı olarak yaşayanları da vardır. Ayrıca kimi türleri, başka asalaklara, özellikle türlü solucanlara arakonakçı olarak önem taşırlar.)
- Coleoptera.
- Beetles.
- Deckflügler
- Coléoptères
- Coleoptera