kışkırtmak ne demek?
- Kümes hayvanlarını ürkütüp kaçırmak.
- Bir kimseyi kötü bir iş yapması için harekete geçirmek, tahrik etmek.
- Fan the flame.
- Provoke.
- Instigate.
- Incite.
- Set on.
- Warm up.
- Excite.
- Agitate.
- Antagonize.
- Defy.
- Egg on.
- Ferment.
- Foment.
- Ginger.
- Ginger up.
- Goad.
- Goad on.
- Hound.
- Hound on.
- Inflame.
- Jockey into.
- Lash.
- Prod.
- Rouse.
- Solicit.
- Sting.
- Stir up.
- Tempt.
- Galvanize.
- Spark.
- Spur.
- Stimulate.
- To provoke.
- To induce.
- To instigate.
- To incite.
- To prompt.
- To goad.
- To frighten away.
- To incite sb to do sth bad.
- Awaken.
- Egg sb on.
- Move.
- To set at odds.
- Prompt.
- Suborn.
- Urge.
- Whet.
kışkırtma
- Kışkırtmak işi, tahrik, ajitasyon.
- Herhangi bir kişiye, gruba, kuruluşa veya devlete karşı girişilen ve onları sonradan ağır sonuçlar verecek bir karşı eylemde bulunmaya zorlayan, önceden tasarlanmış girişim, provokasyon.
- Bir kimse ya da birçok kişileri suç işlemeğe iteleme, sürükleme, yöneltme.
- Provocation, abetment, instigation.
- Agitation.
- Incitement.
- Provocation.
- Sedition.
- Provacation.
- Flagwaving.
kışkırtmacı
- Kışkırtma işini yapan kimse.