külçe gibi oturmak ne demek?
- Yorgun ya da bitkin bir durumda çöküvermek.
- Yorgun veya bitkin bir durumda çöküvermek.
külçe
- Eritilerek kalıba dökülmüş maden veya alaşım.
- Eritilerek kalıba dökülmüş olan
- Yığın durumundaki nesnelerin oluşturduğu küme
- Altın, gümüş veya diğer değerli madenIerin eritilerek kalıba dökülmüş çubuk biçimi.
- Eritilip tasfiye olunmamış veya topraktan çıkartıldığı gibi bulunan maden.
- Ingot.
- Nugget.
- Chunk.
- Pile.
- Heap.
külçe altın
- Gold in ingots, ingot of gold, gold bloc.
gibi
- ...-e benzer
- O anda, tam o sırada, hemen arkasından.
- İmişçesine, benzer biçimde
- ...-e yakışır biçimde.
- Like.
- Kind of.
- Something like.
- Fashion.
- Such as.
- Wise.
oturmak
- Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek
- Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak
- Uygun gelmek, ölçüleri tam olmak
- Bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek
- Hiçbir iş yapmadan boş vakit geçirmek, boş durmak.
- Toprak veya yapı çökmek, aşağı inmek.
- Biriyle beraber yaşamak
- Bir işi yapmakta olmak, bir işe başlamak üzere olmak
- Sit down.
- Be seated.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
külçekülçe altınkülçe altın sistemikülçe çelikkülçe demirkülçe fırınıkülçe fırınında tasfiye etmekkülçe halindekülçe halinde olankülçe haline getirmekkülkül almakül bağlamakkül çöreğikül çukurugibigibi açgibi aptalgibi benzergibi beyazgibi büyükgibi cesurgibi ciddigibi çabukgibi çirkingibgib armgibbergibberellic acidgibberellin