körpelik ne demek?
- Körpe olma durumu, tazelik, taravet
O zaman yüzünün çocuklara mahsus körpeliği masuniyetle birleşmişti.
P. Safa - Crispness.
körpe
- Dalından yeni koparılmış, tazeliği üstünde, daha büyümemiş (bitki), kart karşıtı.
- Genç, hoş, güzel, henüz bozulmamış, yıpranmamış.
- Yeni yetişmekte olan kimse.
- Büyümemiş hayvan.
- Taze
- Fresh.
- Crisp.
- Crispy.
- Tender.
- Young.
körpe ılıncıklar
- Bir kaynaktan çıkan, çarpışmalar ile henüz erkesini yitirmemiş ılıncaklar.
- Bir kaynaktan çıkan, çarpışmalar ile henüz erkesini yitirmemiş ılıncaklar.
- Virgin neutrons.
- Jungfräuliche Neutronen
- Neutrons vierges