junk ne demek?
- Atmak
- Çöpe atmak
- Hurdaya ayırmak
- Değersiz eşya, çöp
- Hurda
That car's a piece of junk. / O arabanın hurdası çıkmış.
- Pılı pırtı, kullanılmış karışık eşya
- Iskartaya ayırmak
- Atılacak eşyalar
- Eskici
- (argo) esrar, uyuşturucu
- Hurda halatlar
- Tapon mal
- Eskiden gemilerde yenilen tuzlanmış sert sığır eti
- Çin sularında kullanılan bir çeşit yelkenli gemi.
atmak
- Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak.
- Bir şeyi yere doğru bırakmak.
- Bir kimsenin ilişiğini kesmek.
- Koymak
- Rastgele bir kenara koymak.
- Uzatmak.
- Bir yerden başka bir yere taşımak.
- Sille, tokat vurmak.
- Discard.
- Scut ch.
junk bond
- Çürük tahvil
junk dealer
- Eskici, hurdacı