jump ne demek?
- Atlamak
- Sıçramak
- Atlama, sıçrayış
- Sıçramak, atlamak, fırlamak, zıplamak
- Sıçratmak, zıplatmak, fırlatmak, atlatmak
- Üzerinden atlamak
- Içine atlamak, binmek (tren)
- Geçivermek (bahis, sayfa)
- Atılış
- Kışkırtmak, yuvasından çıkarmak
- Bir atlayışta geçilen mesafe
- Birden silkinme
- (parayla ilgili bir miktarda) ani yükselme, fırlama.
- Fırlayış, yükseliş broad jump uzun atlama
- Eğlenceli olmak
- Sevişmek, ilişkiye girmek
- Ürkmek, zonklamak.
atlamak
- Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak.
- Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek biçimde kendini bırakmak.
- Binmek
- Basında haberi zamanında verememek veya diğer gazetelerden öğrenmek.
- Okuma, yazı yazma, sayı sayma vb. işlerde bazı bölümleri üstünkörü geçmek.
- Sınıfı okumadan geçmek.
- Çıkmak, inmek
- Yanılmak, aldanmak.
- Jump.
- Leap.
jump a hurdle
- Engelden atla
jump a train
- Trene atlamak.