atlamak ne demek?
- Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak.
- Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek biçimde kendini bırakmak.
- Binmek
Atlasam bir vapura, şehre insem diyorum.
S. F. Abasıyanık - Basında haberi zamanında verememek veya diğer gazetelerden öğrenmek.
- Okuma, yazı yazma, sayı sayma vb. işlerde bazı bölümleri üstünkörü geçmek.
- Sınıfı okumadan geçmek.
- Çıkmak, inmek
Otomobilden atlayıp vapura doğru seğirten bir adama tutup sual sorulur mu?
S. F. Abasıyanık - Yanılmak, aldanmak.
- Jump.
- Leap.
- Skip.
- Omit.
- Dive.
- Elide.
- Grasp at.
- Hop on.
- Leave out.
- Miss out.
- Snatch at.
- Vault.
- Bypass.
- Overlook.
- To jump.
- To spring.
- To leap.
- To hop.
- To leave out.
- To omit.
- To skip.
- To fuck.
- To bang.
- To make.
- To lay.
- To score.
- To leap at.
- To jump at.
- To miss.
- To catch.
- To slip.
- To have intercourse with.
- Gambol.
- Get over.
- Surmount.
atlama
- Atlamak işi.
- Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma veya belli bir yükseklikten aşırma.
- Bu biçimde en uzağa atlamak veya en yükseği aşmak amacıyla yarışılan atletizm dalı
- Vücudun, sıçrama gücü ile bulunduğu dayanak yüzeyinden koparak ayrı bir düzeye konması.
- Bir filmdeki devinimin doğal akışını değiştiren, şaşırtıcı sonuçlar, çarpıcı etkiler sağlamakta kullanılan kesim.
- Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma ya da belli bir yükseklikten aşırma.
- Bu yolla en uzağaatlamak ya da en yükseği aşmak amacıyla yarışılan atletizm dalı.
- Hop.
- Jumping event, vault.
- Leap.
atlama alanı
- Atlamaların yapıldığı yüzeyi eğimsiz alan ile çevresi.
- Take-off ground.
- Sprungplat
- Terrain d'appel