jauntiness ne demek?
- Dolaşmak
- Kaygısızlık, canlılık, neşe
- Şıklık
dolaşmak
- Gezmek, gezinmek
- Doğru gitmeyip yolu uzatmak.
- Dönüp başka bir yönden gelmek.
- Kan, damarlarda yer değiştirmek.
- Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek.
- Bir yeri belli bir amaçla gezmek.
- Denetlemek amacıyla bir yeri gezmek.
- Nefes, el bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek.
- Bat around.
- Go for a walk.
jaunting car
- Gezinti arabası, iki tekerli at arabası
jauntily
- Gösterişli olarak
- Kaygısızca, neşeyle
- Şık bir biçimde