izlemek ne demek?
- Birinin veya bir şeyin arkasından gitmek, takip etmek.
- Zaman, süre, sıra vb. bakımından gelmek, arkasından gelmek, arkasında olmak.
- Bir olayın gelişimini gözden geçirmek
Bu ustaca düzeni Osmanlıların her işinde izleyebilirsiniz.
S. Birsel - Eğlenmek, görmek, öğrenmek için bakmak, seyretmek.
- Belirli bir yönde gitmek
- Gözlemek, incelemek.
- Belirli bir tutum, davranış veya düşünceyi benimsemek.
- Bir şeye uymak, bağlı olmak.
- Film izleme eylemi
- Televizyon izleme eylemi.
Monitor.
Follow in smb.'s wake.
Follow.
Follow up.
Trace.
Track.
Pursue.
Chase.
Watch.
Observe.
Give chase.
Come on.
Go by.
Hound.
Monitorize.
Shadow.
Supervene.
Keep tabs on.
Tail.
Trail.
Oversee.
To follow.
To dog.
To pursue.
To trace.
To watch.
To observe.
To view.
Attend.
Make after.
Spectate.
Succeed.
View (a film),.
View (television).
Film ansehen,
Fernseh ansehen
Voir le film, regarder le film,
Voir la télévision, regarder le télévision
izleme
- İzlemek işi, takip.
- Sanığın üstüne atılan suçu işleyip işlemediğini ortaya çıkarmak için, olumlu ya da olumsuz kanıtların toplanması yolunda yapılan işlemlerin tümü.
- Bir filmin, göstericiyle görüntülüğe yansıtılan ya da bakımlıkta oynatılan görüntülerini görme. TV
- Bir almacın görüntülüğündeki görüntüleri görme.
- Temel fişin alt yanında ya da arka yüzünde bulunan kayıtla ek fişleri bulma. bkz.izleme kaydı.
Tracking.
Vision, seeing, viewing (of a film),.
Viewing (television).
Following.
Tracing.
izleme bayrağı
Follow-up flag.