izafe etmek ne demek?
- Bağlamak, yüklemek, mal etmek.
- Katmak, eklemek, ilave etmek.
Fakat yine zannederim ki genç kız sırf bu sebepten, bu gururdan dolayı onu ötekilerden ayırmış ve ona uğraşılabilecek, sevilebilecek bir şahsiyet izafe etmişti.
N. Hikmet - A) to attribute, to attach b) to join, to add.
izafe
- Katmak, katıştırmak.
- İsnat etmek.
- Bir şeye veya bir kimseye bağlama, mal etme, yakıştırma.
- Katma, ekleme, ilave etme.
- Bir şeyi bir kimseye veya bir şeye nispet etmek, yakın etmek.
- Attributing.
- Attribution.
- Attaching.
- Adding.
- Annexation.
izafet
- Bağıntı.
- Bk. ilgi durumu
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.