iyileşmek ne demek?
- İyi duruma gelmek.
- Hastalıktan kurtulmak, sağlığı yerine gelmek, salah bulmak
İyileşmek için en küçük bir gayret göstermiyorsun.
N. Cumalı - Recover.
- Heal.
- Get better.
- Improve.
- Do better.
- Pick up.
- Heal over.
- Ameliorate.
- Amend.
- Cicatrize.
- Come along.
- Come through.
- Come to.
- Convalesce.
- Get well.
- Heal up.
- Meliorate.
- Mend.
- Perk oneself.
- Perk oneself up.
- Pull round.
- Pull through.
- Rally.
- Be rec.
- Recuperate.
- Thrive.
- To get better.
- To improve.
- To recover from an illness.
- Improve in health.
- Look up.
- Prosper.
- Regenerate.
iyi
- İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı
- Bol, yararlı, kazançlı.
- Çok.
- Uğurlu, hayırlı, iyilik getiren.
- Esen, sağlıklı.
- Yerinde, uygun.
- Yeterli, yetecek miktarda olan
- Öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not.
- (Geniş anlamında) a. İşe yarar, ereğine, özüne uygun, doğru yapılmış; doğasına uygun. b. İstenmeğe değer olan. c. Değere yönelmiş, değere ilişkin, değerle belirlenmiş, değerli.
- Ahlâkın ve ahlâk felsefesinin temel kavramı: Ahlaksal değer; ahlaksal olanın olumlu ana niteliğini gösteren özel kavram; ahlâkça değerli olan (karşıt kavramı: kötü). Ahlâk felsefesinde şu anlamlarda kullanılır: a. (Skolastikte) Tanrı'nın istemiş olduğu dünyadaki varlık düzeni ile uyum. b. (Kant'ta) İstencin, içerik bakımından değil de, yalnızca ahlâk yasasınca belirlenmiş olan biçimsel niteliği.
iyileşmekte
- On the mend, on the upgrade.
iyileşmekte olan kimse
- Convalescent.