istintak etmek ne demek?
- Sorguya çekmek
Beni sen istintak edecek değilsin.
P. Safa - To interrogate.
- To cross-examine.
istintak
- Sorgu.
- Sorguya çekme.
- Söyletmek.
- Interrogating.
- Questioning.
- Interrogation.
- Cross-examination.
- Public examination.
istintakname
- Huk: Sorguya çekilen kimsenin ifadesinin yazıldığı kağıt. (Osmanlıca'da yazılışı: istintaknâme)
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.